31 Ekim 2009 Cumartesi

vizyonda iki korku filmi...

vizyona iki korku filmi girmişş hımm bakalım konuları neymiş?
konak: üniversiteli arkadaş, hocalarının verdiği kültür mirası projeleri ödevi için Safranbolu'ya gelirken arabaları bozulur, karşılarına yardım edecek biri çıkar ama

güven vermeyen biridir. Aksilikler rezervasyonlarının iptal edildiğinin öğrenilmesi ile devam eder ve kalacak yer nerede ise yok gibidir. Buldukları boş bir konağa yerleşirler ya da adeta bu konakta kalmaları için birileri tarafından yönlendirilirler. Baştan her şey güzeldir ama saatler gece yarısına yaklaştıkça sıra dışı şeyler olmaya başlar."hımm güzele benziyo

Konak


konak
korku:Anthony Di Blasi'nin ilk yönetmenlik deneyimi olan ''Dread'' korku roman yazarı Clive Barker'ın kısa hikayesinden uyarlanmış. Film, üç üniversite öğrencisinin korku kavramı ve insanların nelerden korktukları üzerine çalıştıkları projeyi konu alıyor. Stephen (Jackson Rathbone) yeni tanıştığı evinin alt katında tek başına yaşayan Quaid'in (Shaun Evans) teklifiyle projenin içinde olmayı kabul eder. Stephen'in sınıf arkadaşı güzel ve sempatik Cheryl'de (Hanne Steen) projeye katılır ve üçlü insanlarla en karanlık korkuları hakkında röportajlar yapmaya başlarlar. Sıra üçlüye geldiğinde genç öğrenciler yaptıkları konuşmalarla içlerindeki en karanlık korkuları ve sırları keşfedeceklerdir. ''Dread'', psikolojik olarak etkileyici ve farklı bir korku filmi izlenimi veriyor

Korku


korku
iki filmde güzel görünüyor.İnşallah fargmanlardaki korkuyu verbilirler.

yukarı bak...







Slm yine bir filmle karşınızdayım:)film animasyon dersenizki "karamelim sen hep korku filmi izlerdin ne oldu şimdi"diye haklısınız ama napalım işte güzel film olunca türüne bakmıyor insan filmimize dönelim adı yukarı bak çok ama çok güzel bir animasyon karakterlerin küçüklükleri o kadar tatlıki görseniz bayılırsınız:)filmimizin konusu şöle;
Hayatı boyunca yaşamak istediği macera hayalini gerçekleştirmek için evine binlerce balon bağlayıp Güney Amerika'nın vahşi doğasına doğru yolculuğa çıkan 78 yaşındaki baloncu Carl Fredricksen'ın hikayesinin anlatıldığı yeni bir komedi. Ancak Carl, yolculuğa başladıktan sonra en büyük kabusunu da yanında götürmekte olduğunu fark eder: Russel'ı.

26 Ekim 2009 Pazartesi

UGG...


veeeee artık bende UGG botlular arasına girdim.Zaten bayağdır istiyodum ama bir türlü alamamıştım ve sonunda aldım.UGG botlar çok rahat ve kullanışlı ama ben ki ayakkabıya önem vermeyen bir kişiliğe sahibim ilk günde ayakkabıyı kirletmeyi becerdim :(( ama sonra temizlemeyide becerdim:))ben UGG lerimi önce azcık nemli bir diş fırçasıyla ovdum sonra bir bezle üstünden geçtim tertemiz oldu.Ben botlarımı gittigidiyor.com dan 99 tl ye aldım.Ama giyer girmezde biraz ayağımı terletti :))

24 Ekim 2009 Cumartesi

iki korku filmi arka arkaya hemde...

canım blogum ve arkadaşlarım yine sana bayağdır yazmıyorum.Dün ödevler bitmiş ders çalışılmış çantası hazırlanmış gayet düzgün bir öğrenci olaraktan kafam rahat bir korku filmi açiyim dedim.birinci film beni kesmediği için ayriyetten biten daha açtım.İşte o korku filmlerinin özetleri

birinci filmim kıymık film korku filmi olmasına rağmen beni gülmekten kırdı geçirdi hepinizinki gülmek isteyenlerin izlemesi gereken bir film ama dikkat birkaç yerinde gerilim gerçekten yükseliyor.Geçelim filmin konusuna konusu şöyle;
kafalarını dinlemek ve başbaşa zaman geçirmek için ormanlık bir alana giden bir çiftin polisten kaçan başka bir çift tarafından rehin alınmasını anlatıyor. Siz bu alıkoyma, polisten kaçma arasında iken araya birden bire başka birşey giriyor ve gerilimi tırmandırıyor. Kıymık filmini farklı kılanda konudaki bu değişim oluyor zaten.Kıymık filminin konusu güzel olsa da senaryo olarak zayıf. Film belki de daha gerilim dolu hale getirilebilirdi fakat yine kötü olmayan, biraz farklı yapısı ile dikkat çeken bir film diyor aldığım sitedeki adam normalde yazdığım postla hep sitelerden olur ve ben çoğu kez orda ne yazdığını bilmem merakda etmem ama bunu bir gözden geçireyim dedim çok iyi bir gerilim filmi değil ewt afişi ilgi çekici olabilir ama güzel değil sadece iyi

gelelim ikinci filmimize bu film bnm bayağdır izlemek isteyipte izleyemediğim bir film çok iğrenç diye duymuştum ama sonunda izledim ve diyenleri haklı buldum adı teksas katliamı konusu şöyle;Teksas Katliamı’nın 1974’te çekilen orijinal versiyonu, kanı donduran gerçekçi sahneleri sayesinde izleyenleri şok etmiş ve inanılmaz bir başarı elde etmişti. Gerçek olaylara dayanan bu korku hikayesi, türünde bir çok filme öncülük etmiş, tüm zamanların en iyi korkularında sayılıyor. İlk film 150.000 dolar gibi mütevazi bir bütçe ile kotarılmış olmasına karşın benzeri görülmemiş bir başarı kazanmış ve 100 milyon doların üzerinde hasılat yaparak sinema tarihinin en önemli kült filmlerinden birisine dönüşmüştü.

“Deri Surat” şeytanı ifade eden bir ikon olarak popüler kültürde yerini alırken, ilk film yapım bütçesinin yüzlerce kat üzerinde gişe yaparak sinema tarihinin ticari açıdan da en başarılı filmlerinden birisi olmuştu. Armageddon, Ada, Pearl Harbour filmlerinin yönetmeni Michael Bay’in yapımcı koltuğuna oturduğu bu yeniden çevrim de ilk film gibi büyük beğeni ile karşılanmış ve Amerika’da onbinlerce seyirciyi sinema salonlarına çekmişti.

“Teksas Katliamı” filmleri ile ilgili olarak belki de entüyler ürpertici şey, filmin hikayesinin gerçek bir hayat hikayesinden esinlenmiş olması. Filme konu olan olaylara benzer cinayetler serisi 1947 ve 1957 tarihleri arasındaAmerika Birleşik Devletleri’nde Ed Gein adında bir seri katil işlendi. Filmdekine benzer şekilde insan derisinden yapılmış bir maske takan Gein kaçırıp öldürdüğü insanların derilerini ev eşyaları yapmak için de kullanıyordu. Düzenlenen baskında Gein’in evinde insan derisi ile kaplı koltuklar, yine insan derisinden abajurlar, kafataslarından çorba kaseleri, insan dudaklarından yapılmış bir kolye, vajina ve göğüslerden yapılmış bir yelek, üzeri göğüs uçları ile süslenmiş bir kemer ve buna benzer pek çok eşya bulundu. Kurbanlarının tüm vücutlarını kullanan ve derilerini bir maske olarak yüzüne geçiren Gein, 'Deri Surat' olarak akıllara kazındı.


16 Ekim 2009 Cuma

ıssız blog


bugünlerde okul filan derken bloguma hiç zaman ayıramadım.Blogum kuş uçmaz kervan geçmez bir blog oldu.o kadar yorgunumki anlatamam size ve bnm yorgunluğum yüzünden blogum tam bir ıssız blog oldu!!

7 Ekim 2009 Çarşamba

gülmece güldürmece...


yine eğlenceli birşeyle karşınızdayım.Şimdiki eğlenceli şeyler fıkralar...


Başkan Bush'un yeni talimatı:- Üzerinde resmim olan pul bastırdım, bundan böyle başkanlığın bütün mektuplarında bu pullar kullanılacak.Bir süre sonra görülmüş ki pullar zarfa bir türlü yapışmıyor.Başkan Bush küplere binmiş ve yetkilileri çağırıp sormuş;- Üstünde resmim olan pullar yapışmıyor, arkalarına zamk sürmediniz mi?- Sürdük efendim, demiş yetkili ve eklemiş;- Yapışmamasının nedeni, herkesin pulun arka yüzüne değil de ön yüzüne tükürmesi efendim...



Başhekim, akıl hastanesinin bahçesinde dolaşıyordu, bir ara baktı, bir kalabalık gözüne çarpmıştı. Hemen oraya seğirtti. Deliler bir halka oluşturmuş, ortada dönüp konuşan birini dinliyorlardı : - Papendreu seçimleri kaybetti. Hastaneye kaldırıldı... Bulgar zulmü devam ediyor. Zorla yollanan soydaşlarımızın sayısı seksen bine ulaştı... Federasyon kupasını Beşiktaş kazandı...Başhekim bu işten hoşlanmış : - Ne yapıyorlar bunlar böyle? diye sormuş. - Efendim, demişler. Ortadaki deli kendinin gazete olduğunu sanıyor, haberleri bildiriyor. Başhekim daha da hoşlanmış. Dolaşmasını sürdürmüş. Az ileride birde ne görsün! Sekiz, on deli iplerle sımsıkı birbirlerine bağlanıp bir köşeye atılmamış mı! - Onlar mı, okunup da iadeye gidecek eski gazeteler efendim...


Öğretmen derste çocuklara dönerek sorar: - Söyleyin bakayim,kuzeyimizde karadeniz,güneyimizde akdeniz,batımızda ege denizi varsa BEN KAÇ YAŞIMDA OLURUM..? Arka sıralardan bir parmak kalkar: - Kırkdört öğretmenim.. Gerçekten de o yaşta olan öğretmen şaşırır: - Doğru..Ama nasıl bildin.?.. - Gayet kolay öğretmenim..Benim yarı manyak bir ağabeyim var;tam yirmiiki yaşında..Onun yaşını iki ile çarpınca sizin yaşınız çıkıyor....

2 Ekim 2009 Cuma

birzda komedii!!


kelime: milletvekili
anlatan: bülent ecevit nedir?
dinleyenlerden biri: yaşlı


kelime miras:
- simdi diyelim misir'da deden var, bu artik yasamiyor, sana ne
birakir?
- piramit.
(dedesi tutankamon ya!)




kelime: ugur dundar
anlatan: tv de program yapiyo hani yillardir
anlayan: reha muhtar? ali kirca?
anlatan: yok yok sarisin mavi gozlu
anlayan: ataturk?



kelime: seruven
a: abi macellan nasi biriydi?
b: ne biliyim iyi biriydi heralde (birinci kopus, ama duur)
a: abi onu demiyorum neye düskündü?
b: kariya kiza bi de ickiye olabilir



-hani ben sana bir seyi anlatmaya çalisiyorum ama sozle degil beyin
dalgalariyla falan...
-ihihih neydiiii.. teletabi..!
-tamam tele'si kalsin kedilerin eline ne denir?
-buldum telepence
-offf beee bir kere de bil


Kelime: diz
- pantolonu nereye giyeriz?
- bacağa?
- hah. bacaklarımızın ortasında ne vardır?
- oha!



Kelime: kadınbudu
- Olm sen nesin?
- Erkek!
- Tersi?
- Kadın!
- Onun yeneni?
- Çıtır





Kelime: helikopter
- Savaşta yaralıları kurtarır!
- Doktor!
- Değil...
- Sıhhiye!
- Değil, yukardan gelen bir şey...
- Ee... Allah