11 Aralık 2009 Cuma
28 Kasım 2009 Cumartesi
kurban bileğimi kırdı!!!
ewt sevgili arkadaşlar başlıktanda anlaşıldığı gibi bileğimi kırdım sebebide kurban.Bayramın ilk günü herkesin yaptığı gibi erken kalktık ee tabii bir süre sonra kurbanlar kesilmeye başlıo bizda kardeşimle izlemeye indik bu sırada kurban babamların elinden kaçtı galiba günün şanslısı olarak beni seçti ve üzerime gelmeye başladı daha ne olduğunu anlayamadan kendimi yerde buldum bu aradada kurban ayağamın üstüne artık nası bastıysa bnm bilek gitti haliyle bayramda bana zehir oldu :(((
21 Kasım 2009 Cumartesi
köfte yağmuru...
bu günlerde süper bir anmasyon filmi duydum.Adı köfte yağmuru konusu hoşuma gitti fragmanıda güzel gözüküyor konusu şöle;İnsanların size ne yiyip ne yiyemeyeceğinizi söylemelerinden bıktınız mı? Her gün aynı sıkıcı yiyecekleri midenize doldurmak zorunda olmak sizi hayal kırıklığına mı uğrattı? İstediğiniz yemeği istediğiniz zaman sipariş edebileceğiniz günü mü bekliyorsunuz? Eh, bekleyişiniz sona erdi. 2009 yılında, Köfte Yağmuru‘yla doymaya hazır olun. Sevilen çocuk kitabından uyarlanan destansı boyutlardaki bu komik macera, yiyeceğin gökten yağmur gibi yağdığı bir kasabayı anlatıyor!
19 Kasım 2009 Perşembe
uzun bir aradan sonra...
2 Kasım 2009 Pazartesi
çirkin blog...
Invitation Only
Yönetmen: Kevin Ko
Tür: Drama,Horror
Ülke: Taiwan
Dil: English,Mandarin,Taiwanese
Puan: 6.1/10 (18 oy)
Süre: 95 dk
Oyuncular (ilk 5): Kristian Brodie, Bryant Chang, Vivi Ho, Jerry Huang, Joseph Ma
Filmin Konusu:
Invitation Only ( Sadece Davetiye )
Sıradan gençler ve kadınlar çoğunlukla, ulaşamaz zengin olma hayalleri kurup dururlar. Wade, Richard, Hitomi, Holly and Lin de onlardan birileridir ( 2 erkek, 3 kız ). zengin ünlü insanların oluşturduğu bir gruptan bir davet alırlar. Onların gördüğü en mükemmel bir partidir. Ve partidekiler bir oyun oynamaya başlarlar. Ve bu oyun birden zengin sadist izleyicilerin oluşturduğu insan vücutlarına işkence yapılan bir oyuna dönüşür. Ve artık kurdukları tek hayal oradan kaçıp sağ kalmak olacaktır.
korku filmi tutkunlarına tavsiye ederim içinde bol bol kan ve dehşet var.
1 Kasım 2009 Pazar
cold case...
Lilly Rush (Kathryn Morris), Philadelphia’da cinayet davaları üzerine çalışan, yalnız bir kadın dedektif. 25 yıl önce işlenmiş bir cinayeti başarıyla çözmesinin ardından Philadelphia Polis Merkezi daha önce kimsenin aklına gelmeyen bir proje başlatıyor. Çözülemeyip rafa kalkmış davalara atanan Lilly Rush’ın kariyerinde yeni bir pencere açıyor.
Lilly, geçmişinde birçok cinayet davasını suçlu psikolojisini kavrayabilen içgüdüleri sayesinde çözmüştü. Şimdi ise tanıkları sorgulayıp, aradan geçen zaman ve değişen yaşamlar sonrasında bu becerisini kullanmaya çalışıyor. Tabii bu kez en büyük yardımcısı yeni teknolojiler. O bunları kullanıp hiçbir zaman çözülememiş olan davaları çözmek zorunda. Üstelik yeni gelişmelere de hazırlıklı olmalı. Yaptığı iş, kabuk bağlamış yaraları açabilir, şüphelileri tekrar suça itebilir. Diğer yandan mağdurlar ya da yakınlarını kaybetmiş aileler, aradan yıllar geçtikten sonra yeniden o kötü anları hatırlamak istemedikleri için yardıma hazır olmayabilirler.
cold case
31 Ekim 2009 Cumartesi
vizyonda iki korku filmi...
konak: üniversiteli arkadaş, hocalarının verdiği kültür mirası projeleri ödevi için Safranbolu'ya gelirken arabaları bozulur, karşılarına yardım edecek biri çıkar ama
güven vermeyen biridir. Aksilikler rezervasyonlarının iptal edildiğinin öğrenilmesi ile devam eder ve kalacak yer nerede ise yok gibidir. Buldukları boş bir konağa yerleşirler ya da adeta bu konakta kalmaları için birileri tarafından yönlendirilirler. Baştan her şey güzeldir ama saatler gece yarısına yaklaştıkça sıra dışı şeyler olmaya başlar."hımm güzele benziyo
konak
korku:Anthony Di Blasi'nin ilk yönetmenlik deneyimi olan ''Dread'' korku roman yazarı Clive Barker'ın kısa hikayesinden uyarlanmış. Film, üç üniversite öğrencisinin korku kavramı ve insanların nelerden korktukları üzerine çalıştıkları projeyi konu alıyor. Stephen (Jackson Rathbone) yeni tanıştığı evinin alt katında tek başına yaşayan Quaid'in (Shaun Evans) teklifiyle projenin içinde olmayı kabul eder. Stephen'in sınıf arkadaşı güzel ve sempatik Cheryl'de (Hanne Steen) projeye katılır ve üçlü insanlarla en karanlık korkuları hakkında röportajlar yapmaya başlarlar. Sıra üçlüye geldiğinde genç öğrenciler yaptıkları konuşmalarla içlerindeki en karanlık korkuları ve sırları keşfedeceklerdir. ''Dread'', psikolojik olarak etkileyici ve farklı bir korku filmi izlenimi veriyor
korku
iki filmde güzel görünüyor.İnşallah fargmanlardaki korkuyu verbilirler.
yukarı bak...
Slm yine bir filmle karşınızdayım:)film animasyon dersenizki "karamelim sen hep korku filmi izlerdin ne oldu şimdi"diye haklısınız ama napalım işte güzel film olunca türüne bakmıyor insan filmimize dönelim adı yukarı bak çok ama çok güzel bir animasyon karakterlerin küçüklükleri o kadar tatlıki görseniz bayılırsınız:)filmimizin konusu şöle;
Hayatı boyunca yaşamak istediği macera hayalini gerçekleştirmek için evine binlerce balon bağlayıp Güney Amerika'nın vahşi doğasına doğru yolculuğa çıkan 78 yaşındaki baloncu Carl Fredricksen'ın hikayesinin anlatıldığı yeni bir komedi. Ancak Carl, yolculuğa başladıktan sonra en büyük kabusunu da yanında götürmekte olduğunu fark eder: Russel'ı.
26 Ekim 2009 Pazartesi
UGG...
veeeee artık bende UGG botlular arasına girdim.Zaten bayağdır istiyodum ama bir türlü alamamıştım ve sonunda aldım.UGG botlar çok rahat ve kullanışlı ama ben ki ayakkabıya önem vermeyen bir kişiliğe sahibim ilk günde ayakkabıyı kirletmeyi becerdim :(( ama sonra temizlemeyide becerdim:))ben UGG lerimi önce azcık nemli bir diş fırçasıyla ovdum sonra bir bezle üstünden geçtim tertemiz oldu.Ben botlarımı gittigidiyor.com dan 99 tl ye aldım.Ama giyer girmezde biraz ayağımı terletti :))
24 Ekim 2009 Cumartesi
iki korku filmi arka arkaya hemde...
birinci filmim kıymık film korku filmi olmasına rağmen beni gülmekten kırdı geçirdi hepinizinki gülmek isteyenlerin izlemesi gereken bir film ama dikkat birkaç yerinde gerilim gerçekten yükseliyor.Geçelim filmin konusuna konusu şöyle;
kafalarını dinlemek ve başbaşa zaman geçirmek için ormanlık bir alana giden bir çiftin polisten kaçan başka bir çift tarafından rehin alınmasını anlatıyor. Siz bu alıkoyma, polisten kaçma arasında iken araya birden bire başka birşey giriyor ve gerilimi tırmandırıyor. Kıymık filmini farklı kılanda konudaki bu değişim oluyor zaten.Kıymık filminin konusu güzel olsa da senaryo olarak zayıf. Film belki de daha gerilim dolu hale getirilebilirdi fakat yine kötü olmayan, biraz farklı yapısı ile dikkat çeken bir film diyor aldığım sitedeki adam normalde yazdığım postla hep sitelerden olur ve ben çoğu kez orda ne yazdığını bilmem merakda etmem ama bunu bir gözden geçireyim dedim çok iyi bir gerilim filmi değil ewt afişi ilgi çekici olabilir ama güzel değil sadece iyi
gelelim ikinci filmimize bu film bnm bayağdır izlemek isteyipte izleyemediğim bir film çok iğrenç diye duymuştum ama sonunda izledim ve diyenleri haklı buldum adı teksas katliamı konusu şöyle;Teksas Katliamı’nın 1974’te çekilen orijinal versiyonu, kanı donduran gerçekçi sahneleri sayesinde izleyenleri şok etmiş ve inanılmaz bir başarı elde etmişti. Gerçek olaylara dayanan bu korku hikayesi, türünde bir çok filme öncülük etmiş, tüm zamanların en iyi korkularında sayılıyor. İlk film 150.000 dolar gibi mütevazi bir bütçe ile kotarılmış olmasına karşın benzeri görülmemiş bir başarı kazanmış ve 100 milyon doların üzerinde hasılat yaparak sinema tarihinin en önemli kült filmlerinden birisine dönüşmüştü.
“Deri Surat” şeytanı ifade eden bir ikon olarak popüler kültürde yerini alırken, ilk film yapım bütçesinin yüzlerce kat üzerinde gişe yaparak sinema tarihinin ticari açıdan da en başarılı filmlerinden birisi olmuştu. Armageddon, Ada, Pearl Harbour filmlerinin yönetmeni Michael Bay’in yapımcı koltuğuna oturduğu bu yeniden çevrim de ilk film gibi büyük beğeni ile karşılanmış ve Amerika’da onbinlerce seyirciyi sinema salonlarına çekmişti.
“Teksas Katliamı” filmleri ile ilgili olarak belki de entüyler ürpertici şey, filmin hikayesinin gerçek bir hayat hikayesinden esinlenmiş olması. Filme konu olan olaylara benzer cinayetler serisi 1947 ve 1957 tarihleri arasındaAmerika Birleşik Devletleri’nde Ed Gein adında bir seri katil işlendi. Filmdekine benzer şekilde insan derisinden yapılmış bir maske takan Gein kaçırıp öldürdüğü insanların derilerini ev eşyaları yapmak için de kullanıyordu. Düzenlenen baskında Gein’in evinde insan derisi ile kaplı koltuklar, yine insan derisinden abajurlar, kafataslarından çorba kaseleri, insan dudaklarından yapılmış bir kolye, vajina ve göğüslerden yapılmış bir yelek, üzeri göğüs uçları ile süslenmiş bir kemer ve buna benzer pek çok eşya bulundu. Kurbanlarının tüm vücutlarını kullanan ve derilerini bir maske olarak yüzüne geçiren Gein, 'Deri Surat' olarak akıllara kazındı.
16 Ekim 2009 Cuma
ıssız blog
bugünlerde okul filan derken bloguma hiç zaman ayıramadım.Blogum kuş uçmaz kervan geçmez bir blog oldu.o kadar yorgunumki anlatamam size ve bnm yorgunluğum yüzünden blogum tam bir ıssız blog oldu!!
7 Ekim 2009 Çarşamba
gülmece güldürmece...
2 Ekim 2009 Cuma
birzda komedii!!
kelime: milletvekili
anlatan: bülent ecevit nedir?
dinleyenlerden biri: yaşlı
kelime miras:
- simdi diyelim misir'da deden var, bu artik yasamiyor, sana ne
birakir?
- piramit.
(dedesi tutankamon ya!)
kelime: ugur dundar
anlatan: tv de program yapiyo hani yillardir
anlayan: reha muhtar? ali kirca?
anlatan: yok yok sarisin mavi gozlu
anlayan: ataturk?
kelime: seruven
a: abi macellan nasi biriydi?
b: ne biliyim iyi biriydi heralde (birinci kopus, ama duur)
a: abi onu demiyorum neye düskündü?
b: kariya kiza bi de ickiye olabilir
-hani ben sana bir seyi anlatmaya çalisiyorum ama sozle degil beyin
dalgalariyla falan...
-ihihih neydiiii.. teletabi..!
-tamam tele'si kalsin kedilerin eline ne denir?
-buldum telepence
-offf beee bir kere de bil
Kelime: diz
- pantolonu nereye giyeriz?
- bacağa?
- hah. bacaklarımızın ortasında ne vardır?
- oha!
Kelime: kadınbudu
- Olm sen nesin?
- Erkek!
- Tersi?
- Kadın!
- Onun yeneni?
- Çıtır
Kelime: helikopter
- Savaşta yaralıları kurtarır!
- Doktor!
- Değil...
- Sıhhiye!
- Değil, yukardan gelen bir şey...
- Ee... Allah
25 Eylül 2009 Cuma
Mahsun Kırmızıgül Ve Filmleri...
Hocaların fendi,karamelim'i yendi...
23 Eylül 2009 Çarşamba
Şimdi okullu olduk...
Slm bildiğiniz ve gördüğünüz kadarıyla blogumu bayağdır güncelliyemiyorum o yüzden hepinizden özür dilerim.Ee mağlum okul heyecanı beni sarıp sarmaladı heyecanın kucağına attı.Önümde beni bekleyen zor bir dönem var ve bu yazı birazda veda yazısı.Ben okullar başlıycak ve ben çok yoğun olucam (bu arada bana sabır dileyin)ve blogumu çok sık güncelleyemiycem sizi ve blogumu çok özliycem elveda blog camiası elveda blogum...
10 Eylül 2009 Perşembe
TAMAM...
böyle bir başlık attım çünkü biz dün berabere kalarak afrikaya elveda dedik.Çok kötü bir ruhsal çöküntüye uğradım.İlk golümüzü çok erken attık yaa bide üstüne fatih terim tirübüne alınınca çok kötü oldu be yaww!!berbat oynadık çok kötü bir maçtı semihten çok şey beklemiştim hanı şu son dakka golleri varya ama olmadı semih hep yerlerdeydi.Yani afrika biraz hayal:(((
7 Eylül 2009 Pazartesi
ÖYKÜLER...
Ben kitap,şiir,hikaye vb. şeyleri okumayı çok severim.Şimdi size benim en sevdiğim öykülerden bir kaçını yazıcam.
1.Adamın biri güzel bir papağan satın alarak eve getirmiş ve başlamış konuşmayı öğretmeye. Özellikle papağanın "amca" demesini istiyormuş.
Günlerce uğraşmış ancak papağana tek kelime öğretmeyi başaramamış. Bir gün iyice sinirlenmiş ve papağanın bir tüyünü kopararak, "amca de bakayım" diye bağırmış. Papağandan yine ses çıkmayınca her seferinde "amca de" diyerek hayvanın tüylerini tek tek yolmuş. Adam, tüylerini tamamen yolduğu papağanı tavuk kümesine atmış..
Sabaha karşı kümesten gürültüler gelmeye başlamış. Kümese giden adam birde ne görsün, papağan bir tavuğun üzerine çıkmış, tavuğun tüylerini tek tek yolarak her seferinde "amca de bakayım", "amca de bakayım" diye bağırıyormuş.
2.Mahkumun biri, yalnız kaldığı hücre içinde bir karınca ile arkadaşlık yapar.
Kito adını verdiği bu karınca zaman içerisinde adamın talimatlarına göre hareket eder hatta takla atmayı bile öğrenir.
Mahkum, insanların Kito'ya hayran kalacağını ve göreceği büyük ilgi sayesinde zengin olacağının hayalini kurmaktadır. Hapisten tahliye olduğu gün Kito'yu kibrit kutusunun içine koyarak bir kafeteryaya gider. Amacı insanların Kito'ya nasıl tepki vereceğini test etmektir.
Karıncayı kibrit kutusundan çıkaran eski mahkum garsonu çağırır. Amacı garsona Kito'nun marifetlerini göstermektir. Garsona "Masanın üstünde duran şu karıncayı görüyor musun?" diye sorar sormaz, garson elindeki bezle karıncayı alır ve "Afedersiniz beyefendi" diyerek Kito'yu öldürür.
3.Okulu bitimi öğretmen başarılı ve zengin bir öğrencisiyle başka bir öğrencisini kavga ederken görür başarılı ve zengin öğrencisinin üstünü başını temizleyerek evine yollar.öbürkü öğrencisine kızar ve bir tane vurur çocuğun dudağı kanamaya başlar.çocuk ayağa kalktığında elini cebine atmıştı öğretmen hemen savunma pozisyonu aldı çıkardığı şey bıçak olabilirdi.Ame değildi çocuk cebinden bir mendil çıkarıp"öğretmenim ceketiniz kan olmuş buyrun bu mendille temizleyin"
4.Howard ,yoksul bir ailenin çocuğuydu ve okul giderlerini karşılamak için kapı kapı dolaşarak eşyalar satıyordu.O gün hiçbir şey satamamıştı, karnı da çok açtı.Bundan sonra çalacağı ilk kapıdan yiyecek bir şeyler istemeye karar verdi.Kapıyı açan sevimli genç bayanı görünce utandı.Yiyecek bir şeyler yerine : Affedersiniz, bir bardak su rica edebilir miyim? diyebildi yalnızca.Genç bayan çocuğun aç olabileceğini düşünerek kocaman bir bardak süt getirdi ona.Çocuk sütü yavaş yavaş içine sindirerek içtikten sonra Çok teşekkür ederim ,borcum ne kadar?diye sordu genç bayana.
Genç bayan: Borcunuz yok diyerek yüzünde sıcak bir gülümsemeyle devam etti.: Annem, gösterdiğimiz şefkat ve nezaket karşılığı olarak asla bir bedel ödenmesini beklememizi öğretti bize. dedi.Çocuk: O halde çok teşekkürler, yürekten teşekkür ederim size. dedi.
Howart Kelly evin önünden ayrıldığı zaman kendisini yalnızca bedensel olarak değil , ruhsal olarak da güçlü hissediyordu.
Yıllar sonra genç bayan çok ender rastlanan bir hastalığa yakalanmıştı.Yöredeki doktorlar çaresiz kalınca hastalığıyla ilgili araştırmalar yapılması için onu büyük bir kente gönderdiler.Dr. kelly kosültasyon yapması için çağrıldığı hastanın hangi kasabadan geldiğini duyunca heyecanlandı.
Artık genç olmasa da yıllar önce kendisine sevgiyle yaklaşan bayanı ilk gördüğü anda tanımıştı ve onun yaşamını kurtarmak için elinden geleni yaptı.Uzun süren tedaviden sonra bayan sağlığına kavuştu.
Dr. Kelly denetlemesi için önüne getirilen faturaya şöyle bir baktı ve üstüne bir şeyler yazarak zarfın içine koyup hasta bayanın odasına gönderdi.Kadın elleri titreyerek aldı zarfı eline.Açmaya korkuyordu.Hastane faturasını asla ödeyemeyeceğini ve geri kalan yaşamı boyunca bu faturayı ödemek için çalışacağını biliyordu.Sonunda zarfı açtı ve faturaya iliştirilmiş bir not dikkatini çekti.Kağıtta şunlar yazılıydı:
Hastahane giderlerinin tamamı bir bardak süt karşılığı ödenmiştir.
5.Savaşın en kanlı günlerinden biriydi. Asker, en iyi arkadaşının az ilerde kanlar içinde yere düştüğünü gördü. İnsanın başını bir saniye bile siperin üzerinde tutmayacak ateş yağmuru altındaydılar.
Tam cepheden dışarı doğru bir hale yaptığı sırada başka bir arkadaşı onu omzundan tutarak tekrar içeri çekti, Delirdin mi? gitmeye değer mi? Baksana delik deşik olmuş. Büyük olasılıkla ölmüştür bile. Artık onun için yapacak hiçbir şey yok. Boşuna kendi hayatını da tehlikeye atma sakın!
Fakat asker onu dinlemedi ve kendisini cepheden dışarı attı. İnanılması güç bir mucize gerçekleşti Asker o korkunç ateş yağmuru altında arkadaşına ulaştı. Onu sırtına aldı ve koşa koşa geri döndü. Birlikte siperin içine yuvarlandılar. Fakat cesur asker, yaralı arkadaşını kurtaramamıştı siperde kalan arkadaşı dedi ki:
Sana deymez demiştim. Hayatını boşu boşuna tehlikeye attın.
Değdi, dedi, gözleri dolarak asker,Değdi
Nasıl değdi? Bu adam ölmüş, görmüyor musun?
Yinede deydi. Çünkü yanına ulaştığımda henüz sağdı. Onun son sözlerini duymak, dünyalara bedeldi benim için.
Ve hıçkırarak arkadaşının son sözlerini tekrarladı:
Geleceğini biliyordum Geleceğini biliyordum
6.Askerliğini bitirmiş olan genç askerliğini yaptığı şehirden ailesini aradı:
-Anne baba, eve dönüyorum, ama sizden bir şey rica ediyorum. Yanımda bir arkadaşımı da getirmek istiyorum.
-Memnuniyetle, onunla tanışmak isteriz, diye cevapladılar.Oğulları,
-Bilmeniz gereken bir şey var diye devam etti.
-Arkadaşım savaşta ağır yaralandı.Bir mayına bastı ve bir koluyla ayağını kaybetti.Gidecek hiçbir yeri yok, ve onun gelip bizimle kalmasını istiyorum.
-Bunu duyduğuma üzüldüm oğlum. Belki onun başka bir yer bulmasına yardımcı olabiliriz.
-Hayır. Anne,baba,onun bizimle yaşamasını istiyorum.
-Oğlum,dedi babası,bizden ne istediğini bilmiyorsun.Onun gibi özürlü biri bize korkunç bir yük olur.Bizim kendi hayatımız var,bunun gibi bir şeyin hayatımıza engel olmasına izin veremeyiz.Bence bu arkadaşını unutup eve dönmelisin.O kendi başının çaresine bakacaktır.Oğlu o anda telefonu kapattı.Ailesi ondan bir süre haber alamadı.Ama birkaç gün sonra,polisten bir telefon geldi.Oğullarının yüksek bir binadan düşüp öldüğünü öğrendiler.Polis bunun intihar olduğuna inanıyordu.
Üzüntü dolu anne-baba oğullarının cesedini tespit etmek için şehir morguna götürüldüler.Onu tanıdılar ve bilmedikleri bir şey daha öğrenince dehşete düştüler:
Oğullarının sadece bir kolu ve bir bacağı vardı.
Bir çoğumuz bu hikayedeki aile gibiyiz;
Güzel olan ya da birlikte olmaktan zevk aldığımız insanları sevmek bizim için çok kolay, ama bize rahatsızlık veren ya da yanlarında kendimizi rahatsız hissettiğimiz insanları sevemiyoruz. Bizim kadar sağlıklı, güzel ya da akıllı olmayan insanların yanından uzak durmayı tercih ediyor.
6 Eylül 2009 Pazar
sinir bir durum...
Aslında futbollla pek ilgili değilim ama konu türkiye oluncu izlemeden olmuyor:))işte böyle maçı izlerken çok sinirli olduğu için bileğimi incittim ve şuan sargıda işte konumuza dönelim.İŞte ben maçta volkana sinir oldum adamlar iki golüde boş kaleye attılar resmen yani volkana pes diyorum adam kendini futbolcu sanıp ceza sahasının dışına bile çıkıyor.Ona 2008'den beri gıcığım var bu körüklemiş oldu.Eğer bu yazıyı TTF den okuyan varsa bunu lütfen fatih terime iletsin bide allah rızası için şu volkanı birkere oyuncu olarak oynatın yazıktır özeniyo garibim:))
29 Ağustos 2009 Cumartesi
içimdeki kadınlar...
konuşkan karamelim:Çok fazla konuştuğum için her zaman çevremden uyarı almışımdır buna öğretmenlerimde dahil.Ama ben konuşmayı çok severim ve bir türlü kendimi dizginliyemem sanırım benim sorunum suskunluk:))
alıngan karamelim:Her lafa hemen alınırım bu benim en sevmediğim huylarımdandır.Ama bunu bırakmak benim elimde değil.
Hazırcevap karamelim:Her lafa mutlaka bir cevabım vardır bu yüzden insanlar benle kavgaya girirken iki defa düşünür.
Sinirli karamelim:Sinirlendiğimde gözüm kimseye görmez.Tatlı konuşkan karamelim gider yerine cadoloz kavgacı bir kız gelir.
Çılgın karamelim:Hep hiç kimsenin yapamıycağı çılgınlıkları ben yapmışımdır.Sanırım biraz fazla cesurum.
Sakar karamelim:Acaip sakar bir insanım bilgisayarın başında otururken başıma ne gelceği hiç belli değildir.Her yıl bir yerimi yararım mutlaka:))
Obur karamelim:Yemek yemeği çok severim ben.Yemek yemekten yarım saat sonra hemne acıkırım.Bu huyumu hiç sevmiyorum.
Yine bu güzel mim'i bana yolladığı için benaya teşekkürler.Ben bu mim'i ozerella ve alışverişmanyağı'na yolluyorum.
28 Ağustos 2009 Cuma
HATUN DEDİĞİN BÖYLE OLUR...
27 Ağustos 2009 Perşembe
okuyucu...
REZİLLİKKK...
26 Ağustos 2009 Çarşamba
çok beğendim bu elbiseleri...
Dün internette boş boş resimlere bakarken bu elbiseleri gördüm ve çok beğendim.Gelip hemen size gösteriyim dedim.Ama sizce hangisi daha güzel ben en çok sondaki mankeni beğendim.Hem kendisi çok tatlı hemde elbisesi ama aklım birazda baştaki elbisede kaldı üfff!! bir türlü karar kılamadım lütfen yardım edin!!(yok ben karışmıyım diyorsanız kendiniz bilirsiniz)
24 Ağustos 2009 Pazartesi
prestige...
pek yakında...
Yönetmen:Sopon Sukdapisit
Oyuncular:Chantavit Dhanasevi, Worakarn Rojanawatchra
Chantavit Dhanasevi, Worakarn Rojanawatchra
Filmin Türü:korku gerilim
Orijinal Adı
Coming Soon
Yapım Yılı:2008
Yapım Ülkesi:Tayland
Orijinal Dili:Taylandca
Filmin Süresi:95 dakika
23 Ağustos 2009 Pazar
ilk ödülüm:))
ben bu ödüle en sevmediğim yedi şeyi yazıyım
-ben konuşurken birinin eee eee demesi
-yine ben konuşurken suratıma bakılmaması
-kıro erkekler
-seda sayan
-muzlu kek
-tv izlemek
-sürekli akrabalarını öven insanlar
Ben bu ödülü benim çok beğendiğim bir blogu olan benay'a yolluyorum.
bu kızı bir yerleden çıkartın...
Bu kadını geçenlerde rastlandı üzeri bir sitede gördüm.Bir yerden tanıyordum ama nerden dilimin ucunda ama bulamıyorum tam yarım saat resmin karşısında resmi inceleyerek zaman geçirdim ve yarım saatin sonunda kim olduğunu buldum bu kadın leondaki küçük mathildaydı.Nasılda aklıma gelmedi.Ben bu filmi tam 3 defa izledim ama hatırlayamadım eh insan aklı hemen unutuyor.Birde bu kadın sanki boleyn kızında oynuyordu.
22 Ağustos 2009 Cumartesi
blogumun ilkleri...
21 Ağustos 2009 Cuma
özel bir kadın...
Daha dün yeni bir film izledim.Aslında adını çok yerde duymuştum ama izlemek nasip olmamıştı.Ben o filmi izledim ve çoook beğendim.Adı özel bir kadın(preety women)filmi anlatmakla değil izlenmekle anlaşılır diyooorum ve izlemeniz için burayı tıklamanızı istiyorum.
20 Ağustos 2009 Perşembe
sine5...
1.prestij
2.özel bir kadın
3.işkence odası
4.umut
5.(valla başka beğendiğim film yok sanırım sine5im burda sonlancak:D)
16 Ağustos 2009 Pazar
14 Ağustos 2009 Cuma
komik bir video...
victoria secret....
Türkiye’de ve dünyada isim yapmış kaliteye imzasını atmış ve bir çok bayan’ın takıntısı haline gelen ”Victoria’s Secret” 2009 ve 2010 yılına da damgasını vuruyor arkadaşlarım…Bir birinden çarpıcı ve kadına zerafet katan Victoria’s Secret iç çamaşırı modellerini buyrun seyre dalın.zaten kadınların güzelliğinden çamaşırlara bakamıycaksınız.
sine5...
1.esaretin bedeli
2.yeşil yol
3.uçurtmayı vurmasınlar(özellikle orda çocuğun kızlar ve inci demesini)
4.o... çocukları
5.testere serisi
işte benim sine5'im sizin sine52iniz nedir?